
Kızlık zarı, veya tıbbi olarak adlandırıldığı şekilde hymen (himen), vajina (döl yolu) girişinde, yaklaşık 1,5 cm. içeride bulunan ve embriyolojik dönemde kız çocuklarında gelişen bir deri kıvrımıdır. Tıbbi açıdan işlevi tam olarak bilinmese de, anne karnındaki bebeğin vajinasını mikroorganizma girişlerinden korumak için ortaya çıktığı düşünülmektedir. Kız çocuklarının büyük çoğunluğunda bulunsa da çok nadir olarak kızlık zarı oluşumunun hiç bulunmadığı kişiler de görülmektedir.
Kızlık zarı, toplumda anatomik veya fizyolojik işlevinden ziyade, sosyolojik olarak önem taşımaktadır. Eski tarihlerden bu yana kadınlarda el değmemişliğin ve saflığın sembolü olarak görülmektedir.
Gelişmiş toplumlarda kızlık zarı önemini giderek yitirmesine rağmen, Türk toplumunda genç kızlar ve erkekler tarafından en çok merak edilen konulardan biridir. Bekaret, kızlık zarının bozulmamış olması demektir. Geleneksel yapıda, evliliğin ilk gecesindeki cinsel ilişki sırasında bozulması beklenmektedir. Kızlık zarının bozulduğu oluşacak kanama ile anlaşılsa da zarın özel yapısına ve esnekliğine bağlı olarak kanama görülmeyebilir. Böyle bir durumda, kızlık zarının yerinde olup olmadığı sadece doktor muayenesi ile anlaşılabilir. Doktor dışında kadının kendisi dahil hiç kimse kızlık zarının durumunu anlayamaz ve doğru bilgi veremez. Bu konularda sorun yaşayacaklarını düşünen çiftlerin ilk gece stresini yenmeleri ve cinsel anlamda sağlıklı bir birliktelik sürdürebilmeleri için danışmanlık almaları tavsiye edilmektedir.
Kızlık zarı muayenesi ilk cinsel ilişki hakkında fikir vermenin yanı sıra çocuk istismarı durumlarında, tacizin ispatı olarak da kullanılmaktadır.